UMUT: TOPLULUK MÜZİĞİ İLE GÜÇLENME
2024 UMUT: Birlikte Melodiler: Adıyaman, Kahramanmaraş, Diyarbakır
2025 UMUT: Birlikte Sesler: Adıyaman
2025 UMUT: Birlikte Sesler: Adıyaman
UMUT Projesi 6 Şubat Depremleri’nin ardından Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır başta olmak üzere, zorlu yaşam koşullarının sürdüğü illerde yetişkin, genç ve çocukların sanat yoluyla, özellikle de birlikte müzik yapabilmenin gücüyle desteklenmesini hedefleyen bir proje olarak Almanya Lübeck’ten Ton Talente e.V ve Anadolu Kültür ortaklığında tasarlandı
Kültürel ve dilsel çeşitliliği ve kapsayıcılığı gözeten ve yaratıcı ifade imkanlarını çoğaltan Topluluk Müziği Yaklaşımı’nın sanatla güçlendirme ve topluluk oluşturmadaki etkisine güvenerek depremden etkilenen farklı illerde çok çeşitli ihtiyaçlara ve yapabilirliklere sahip hedef gruplarla uygulanabilecek; ses, ritim, müzik, beden, hareket temalarıyla örülmüş müzik temelli atölyelerin yerelde yaşayan ve bu eğitimi almış toplulukların kendileri tarafından gerçekleştirilebilmesini mümkün kılmak üzere yola çıktık. Projenin ilk hazırlık çalışmaları 2023’te depremden altı ay sonra başlamış olsa da, proje resmi olarak Mayıs 2024’te başladı.
İlk ayağı 2024’te üç şehirde yürütülen, ikinci ayağı ise 2025’te Adıyaman’a yoğunlaşan projenin 2026 için planlanan üçüncü ayağı için kaynak geliştirme çalışmaları devam ediyor.
Topluluk Müziği Nedir? Neden Topluluk Müziği ile Güçlenme?
Topluluk müziği genel olarak akışkan, ihtiyaçlara ve imkanlara göre uyarlanabilir, kapsayıcı ve katılımcı, alternatif öğrenme yöntemlerine ve deneyselliğe, dünyanın farklı ses ve müzik yapma biçimlerine açık bir kolektif müzik üretimi sürecini tarif eder. Topluluk müziği çalışmaları ortak bir soruna, bir toplumsal meseleye veya o an birlikte olacak kişilerin ortak amaçlarına hitap edecek şekilde tasarlanabilidiği gibi bolca serbest yaratım ve doğaçlama da içerir. Yaratıcılığı teşvik eden, formel sanat eğitiminin koyduğu çerçeveye kıyasla çok daha açık, davetkar ve olabildiğince az sınır tanımlamaya meyleden eşitlikçi bir tutumu ve yaklaşımı da ifade eder.
Topluluk müziği uygulamalarında ses ve nefes açma egzersizleri, ritim çalışmaları ve beden perküsyonu, enstrüman çalma, melodi oluşturma, çokdilli şarkı yazımı ve kolektif beste yapma ve çokdilli çoksesli koro çalışmaları gibi müzikal becerileri geliştirecek pratiklere yer verilir.
Topluluk müziği yaklaşımında katılımcıların müzisyen olması veya müzik alanında tecrübe sahibi olması gibi bir ön koşullar aranmaz. Aksine, bu yaklaşım müzik yapmanın demokratikleştirici gücüne yaslanır. Müzik yapma, şarkı söyleme, enstrüman çalma, ritim tutma gibi çalışmalar ile topluluk olarak sosyal birlikteliği tecrübe etme, kolektif hareket edebilme, birbirine uyumlanabilme, birbirini dinleyebilme gibi becerileri ve buna ayrılan süreyi eşit derecede önemli addeder.
Topluluk müziği buluşmalarında veya atölyelerinde bireysel ifade ile grup halinde yaratıcılık içeren çalışmalar eşgüdümlü olarak harekete geçirilir. Sanatta yeterlilik veya yetenek gibi genel geçer kabulde yerleşik hale gelen “iyi müzisyen”, “ yüksek nitelikli müzik” gibi ayrıştırıcı ve hiyerarşik kategarizasyonları sorgulayarak katılımcılarını deneysel yaklaşımlara , enstrümanları denemeye, sesini denemeye teşvik eder.
Tüm bunları yaparken topluluktaki her bireyin dert edindiği meselelerle ilgili sanatla dışavurum yapabilmesine, “müzikal bir ses geliştirmesine” destek olmayı amaçlar, topluluğun farklı seslerini birlikte yükseltebilmesine alan açar.
Topluluk müziği aynı zamanda sanatlar arası geçişliliği yüreklendiren, örneğin görsel sanatlar, şiir veya yaratıcı drama gibi performans sanatlarıyla müziği iç içe geçirme gibi sayısız imkan sunan bir sanatsal ifade alanı olarak çok-disiplini çalışmalarla beslenir.
Kriz ya da afetlerden sonra topluluk müziği bireysel ve toplumsal gücün yeniden kazanılmasında, bireysel ve kolektif onarım, iyileşme ve üretim süreçlerinin beslenmesinde önemli rol oynar. Kişilerin kendi beceri ve kaynaklarını keşfetmesi ve özgüvenini geliştirmesi, travmatik deneyimler sonrasında kendini yeniden köklendirebilmek ve toparlanabilmek için temel bir ihtiyaçtır. En az bireysel güçlenme kadar önemli olan kolektif ve yaratıcı yöntemlerle birlikte harekete geçebilmek ve topluluk olma hissini pekiştirecek sanatsal ortak üretim için müzik çok etkili bir anahtar sunar.
1. UMUT: BİRLİKTE MELODİLER - 2024
Topluluk müziği yaklaşımının gücüne inanarak yola çıktığımız UMUT: Topluluk Müziği ile Güçlenme projesinin ilk ayağını UMUT: BİRLİKTE MELODİLER ismiyle Mayıs - Aralık 2024’te Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’da hayata geçirdik.
Depremin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra sonra Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır illerindeki durumu ve ihtiyaçları doğru anlayabilmek üzere uzun bir hazırlık dönemini içerecek şekilde tasarlanan projenin hem ön araştırması hem de sanatçılarla sahada geçirilecek üç haftalık sürenin ilk bölümü, yerel aktörlerle bire bir temas ederek alanı ve ihtiyaçları görmeye ayrıldı. Bu çalışmalar, Topluluk Müziği Eğitmen Eğitimi’ni yerelleştirilmiş, ihtiyaçlara yanıt verebilir bir içerikle hazırlayabilmenin ön koşulu olarak hayati önem arz ediyordu. Mayıs - Ağustos 2024 tarihleri arasında Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır illerindeki güncel durum ve ihtiyaçların anlaşılması için Anadolu Kültür ekibi olarak saha çalışması yaptık, ardından da bu bilgileri çevrimiçi toplantılarla Almanya’daki proje ortağımıza, sanatçı ve eğitmenlere aktararak projenin atölye içeriklerini ve takvimini oluşturduk, yerel uygulama ortaklıklarını kurduk.
Almanya, İngiltere ve Türkiye’den davet edilen müzisyenler, sanat eğitmenleri ve çevirmenlerden oluşan geniş bir saha ekibiyle Eylül 2024’te üç hafta sürecek çalışmalara başladık. Farklı gruplarla bir dizi gezici atölyeyi, eğitmen eğitimini, yerel müzisyenlerle buluşmalar ve birlikte yapılacak Jam Session’ları (doğaçlama performansları) kapsayan UMUT projesini üç şehirde hayata geçirdik.
Kadınlar, Gençler ve Çocuklarla Topluluk Müziği Atölyeleri
UMUT Projesinde de Anadolu Kültür’ün mevcut ağlarında bulunan yerel kurumlarla işbirliği içinde çalışmak birinci önceliğimiz oldu. Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır’da kadınlar, gençler ve çocuklarla çalışan kurumlarla bir araya geldik ve uygulamalara yönelik planlamaları birlikte yaptık. Bunlar arasında FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Kömür Kültür Merkezi ve Önce Çocuklar Derneği, UmutKent içinde yer alan SKYÇD ve Bir İz Derneği ortaklığı ile yürütülen Gelecek Hayalim Gençlik Merkezleri, KEDV’in farklı konteyner kentlerindeki birimleri vardı. Müzisyenler ve çevirmenlerimizle bu kurumların ev sahipliğinde kadınlar, gençler ve çocuklarla 2’şer günlük müzik atölyelerinde bir araya geldik.
Kültürel ve dilsel çeşitliliği ve kapsayıcılığı gözeten ve yaratıcı ifade imkanlarını çoğaltan Topluluk Müziği Yaklaşımı’nın sanatla güçlendirme ve topluluk oluşturmadaki etkisine güvenerek depremden etkilenen farklı illerde çok çeşitli ihtiyaçlara ve yapabilirliklere sahip hedef gruplarla uygulanabilecek; ses, ritim, müzik, beden, hareket temalarıyla örülmüş müzik temelli atölyelerin yerelde yaşayan ve bu eğitimi almış toplulukların kendileri tarafından gerçekleştirilebilmesini mümkün kılmak üzere yola çıktık. Projenin ilk hazırlık çalışmaları 2023’te depremden altı ay sonra başlamış olsa da, proje resmi olarak Mayıs 2024’te başladı.
İlk ayağı 2024’te üç şehirde yürütülen, ikinci ayağı ise 2025’te Adıyaman’a yoğunlaşan projenin 2026 için planlanan üçüncü ayağı için kaynak geliştirme çalışmaları devam ediyor.
Topluluk Müziği Nedir? Neden Topluluk Müziği ile Güçlenme?
Topluluk müziği genel olarak akışkan, ihtiyaçlara ve imkanlara göre uyarlanabilir, kapsayıcı ve katılımcı, alternatif öğrenme yöntemlerine ve deneyselliğe, dünyanın farklı ses ve müzik yapma biçimlerine açık bir kolektif müzik üretimi sürecini tarif eder. Topluluk müziği çalışmaları ortak bir soruna, bir toplumsal meseleye veya o an birlikte olacak kişilerin ortak amaçlarına hitap edecek şekilde tasarlanabilidiği gibi bolca serbest yaratım ve doğaçlama da içerir. Yaratıcılığı teşvik eden, formel sanat eğitiminin koyduğu çerçeveye kıyasla çok daha açık, davetkar ve olabildiğince az sınır tanımlamaya meyleden eşitlikçi bir tutumu ve yaklaşımı da ifade eder.
Topluluk müziği uygulamalarında ses ve nefes açma egzersizleri, ritim çalışmaları ve beden perküsyonu, enstrüman çalma, melodi oluşturma, çokdilli şarkı yazımı ve kolektif beste yapma ve çokdilli çoksesli koro çalışmaları gibi müzikal becerileri geliştirecek pratiklere yer verilir.
Topluluk müziği yaklaşımında katılımcıların müzisyen olması veya müzik alanında tecrübe sahibi olması gibi bir ön koşullar aranmaz. Aksine, bu yaklaşım müzik yapmanın demokratikleştirici gücüne yaslanır. Müzik yapma, şarkı söyleme, enstrüman çalma, ritim tutma gibi çalışmalar ile topluluk olarak sosyal birlikteliği tecrübe etme, kolektif hareket edebilme, birbirine uyumlanabilme, birbirini dinleyebilme gibi becerileri ve buna ayrılan süreyi eşit derecede önemli addeder.
Topluluk müziği buluşmalarında veya atölyelerinde bireysel ifade ile grup halinde yaratıcılık içeren çalışmalar eşgüdümlü olarak harekete geçirilir. Sanatta yeterlilik veya yetenek gibi genel geçer kabulde yerleşik hale gelen “iyi müzisyen”, “ yüksek nitelikli müzik” gibi ayrıştırıcı ve hiyerarşik kategarizasyonları sorgulayarak katılımcılarını deneysel yaklaşımlara , enstrümanları denemeye, sesini denemeye teşvik eder.
Tüm bunları yaparken topluluktaki her bireyin dert edindiği meselelerle ilgili sanatla dışavurum yapabilmesine, “müzikal bir ses geliştirmesine” destek olmayı amaçlar, topluluğun farklı seslerini birlikte yükseltebilmesine alan açar.
Topluluk müziği aynı zamanda sanatlar arası geçişliliği yüreklendiren, örneğin görsel sanatlar, şiir veya yaratıcı drama gibi performans sanatlarıyla müziği iç içe geçirme gibi sayısız imkan sunan bir sanatsal ifade alanı olarak çok-disiplini çalışmalarla beslenir.
Kriz ya da afetlerden sonra topluluk müziği bireysel ve toplumsal gücün yeniden kazanılmasında, bireysel ve kolektif onarım, iyileşme ve üretim süreçlerinin beslenmesinde önemli rol oynar. Kişilerin kendi beceri ve kaynaklarını keşfetmesi ve özgüvenini geliştirmesi, travmatik deneyimler sonrasında kendini yeniden köklendirebilmek ve toparlanabilmek için temel bir ihtiyaçtır. En az bireysel güçlenme kadar önemli olan kolektif ve yaratıcı yöntemlerle birlikte harekete geçebilmek ve topluluk olma hissini pekiştirecek sanatsal ortak üretim için müzik çok etkili bir anahtar sunar.
1. UMUT: BİRLİKTE MELODİLER - 2024
Topluluk müziği yaklaşımının gücüne inanarak yola çıktığımız UMUT: Topluluk Müziği ile Güçlenme projesinin ilk ayağını UMUT: BİRLİKTE MELODİLER ismiyle Mayıs - Aralık 2024’te Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’da hayata geçirdik.
Depremin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra sonra Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır illerindeki durumu ve ihtiyaçları doğru anlayabilmek üzere uzun bir hazırlık dönemini içerecek şekilde tasarlanan projenin hem ön araştırması hem de sanatçılarla sahada geçirilecek üç haftalık sürenin ilk bölümü, yerel aktörlerle bire bir temas ederek alanı ve ihtiyaçları görmeye ayrıldı. Bu çalışmalar, Topluluk Müziği Eğitmen Eğitimi’ni yerelleştirilmiş, ihtiyaçlara yanıt verebilir bir içerikle hazırlayabilmenin ön koşulu olarak hayati önem arz ediyordu. Mayıs - Ağustos 2024 tarihleri arasında Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır illerindeki güncel durum ve ihtiyaçların anlaşılması için Anadolu Kültür ekibi olarak saha çalışması yaptık, ardından da bu bilgileri çevrimiçi toplantılarla Almanya’daki proje ortağımıza, sanatçı ve eğitmenlere aktararak projenin atölye içeriklerini ve takvimini oluşturduk, yerel uygulama ortaklıklarını kurduk.
Almanya, İngiltere ve Türkiye’den davet edilen müzisyenler, sanat eğitmenleri ve çevirmenlerden oluşan geniş bir saha ekibiyle Eylül 2024’te üç hafta sürecek çalışmalara başladık. Farklı gruplarla bir dizi gezici atölyeyi, eğitmen eğitimini, yerel müzisyenlerle buluşmalar ve birlikte yapılacak Jam Session’ları (doğaçlama performansları) kapsayan UMUT projesini üç şehirde hayata geçirdik.
Kadınlar, Gençler ve Çocuklarla Topluluk Müziği Atölyeleri
UMUT Projesinde de Anadolu Kültür’ün mevcut ağlarında bulunan yerel kurumlarla işbirliği içinde çalışmak birinci önceliğimiz oldu. Kahramanmaraş, Adıyaman ve Diyarbakır’da kadınlar, gençler ve çocuklarla çalışan kurumlarla bir araya geldik ve uygulamalara yönelik planlamaları birlikte yaptık. Bunlar arasında FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Kömür Kültür Merkezi ve Önce Çocuklar Derneği, UmutKent içinde yer alan SKYÇD ve Bir İz Derneği ortaklığı ile yürütülen Gelecek Hayalim Gençlik Merkezleri, KEDV’in farklı konteyner kentlerindeki birimleri vardı. Müzisyenler ve çevirmenlerimizle bu kurumların ev sahipliğinde kadınlar, gençler ve çocuklarla 2’şer günlük müzik atölyelerinde bir araya geldik.
Sivil Alan Çalışanlarını Güçlendirme: İyilik Halimizi Topluluk Müziği ile Beslemek
Öncelikle üç şehirde konteyner kentlerin içinde ya da şehirlerin depremden ağır etkilenmiş farklı bölgelerinde faaliyet gösteren kurumların temsilcileri ve çalışanlarıyla buluşmalar gerçekleştirdik. Sivil toplum çalışanları ve gönüllülerinin çalışma koşulları, yoğunluklarını kendilerinden dinleme şansımız oldu. Kendilerini ifade etmeye,müzik ve sanatla rahatlamaya ihtiyaç duyduklarını dile getirdiler.
“Sanat Temelli Çalışana Destek Programları”nın Adıyaman ve Maraş’taki neredeyse hiç olmadığından söz ettiler. Buna yanıt olarak, hızlıca programımızı dönüştürerek “Topluluk Müziği ile İyilik Halini Destekleme: Sivil Alan Çalışan ve Gönüllüleri ile Buluşmalar” yapmaya başladık.
Adıyaman’da Dayanışma İnsanları, Diyarbakır’da ise farklı kurumların ev sahipliğinde bu atölyeleri gerçekleştirdik. Sanatsal ifade imkanlarını artırmak ve erişilebilir kılmak için bu şehirlerde yerelde ortak çalışmalar yapılabilmesi önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıktı. Anadolu Kültür olarak yerel kurumlar arası bağların kurulması için bir araya gelme alanları yarattık. Örneğin, Kahramanmaraş’taki Açık Sahne Akademisi ile SKYÇD Gelecek Hayalim Gençlik Merkezi’ni buluşmasıyla gençlerle müzik odaklı çalışmaların devamı için ortak uygulamaların tohumlarını atmış olduk.
Öncelikle üç şehirde konteyner kentlerin içinde ya da şehirlerin depremden ağır etkilenmiş farklı bölgelerinde faaliyet gösteren kurumların temsilcileri ve çalışanlarıyla buluşmalar gerçekleştirdik. Sivil toplum çalışanları ve gönüllülerinin çalışma koşulları, yoğunluklarını kendilerinden dinleme şansımız oldu. Kendilerini ifade etmeye,müzik ve sanatla rahatlamaya ihtiyaç duyduklarını dile getirdiler.
“Sanat Temelli Çalışana Destek Programları”nın Adıyaman ve Maraş’taki neredeyse hiç olmadığından söz ettiler. Buna yanıt olarak, hızlıca programımızı dönüştürerek “Topluluk Müziği ile İyilik Halini Destekleme: Sivil Alan Çalışan ve Gönüllüleri ile Buluşmalar” yapmaya başladık.
Adıyaman’da Dayanışma İnsanları, Diyarbakır’da ise farklı kurumların ev sahipliğinde bu atölyeleri gerçekleştirdik. Sanatsal ifade imkanlarını artırmak ve erişilebilir kılmak için bu şehirlerde yerelde ortak çalışmalar yapılabilmesi önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıktı. Anadolu Kültür olarak yerel kurumlar arası bağların kurulması için bir araya gelme alanları yarattık. Örneğin, Kahramanmaraş’taki Açık Sahne Akademisi ile SKYÇD Gelecek Hayalim Gençlik Merkezi’ni buluşmasıyla gençlerle müzik odaklı çalışmaların devamı için ortak uygulamaların tohumlarını atmış olduk.
Diyarbakır’da Topluluk Müziği Uygulayıcı Eğitimi
Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’daki atölyeler ve görüşmelerden edinilen izlenim ve bilgilerden yola çıkarak Anadolu Kültür ekibi ile müzisyenlerin birlikte çalışmasıyla kapsamlı bir “Topluluk Müziği ile Güçlenme: Uygulayıcı Eğitimi” hazırlandı. Depremden bir buçuk yıl sonra bu illerde çalışmaya devam etmenin ve farklı hedef grupların ihtiyaçlarını gözetmenin zorluklarına cevap verebilecek kapsayıcı bir eğitim programı oluşturuldu.
Eğitmen Eğitimi için, depremden çeşitli düzeylerde etkilenmiş sekiz şehirden bireysel başvurulara açık bir çağrı yayınladık. Farklı meslek gruplarından, müzik bilgi ve becerisine sahip olan ve olmayan kişilerden çok sayıda başvuru aldık. 5 tam gün sürecek eğitime eksiksiz katılabilme ve eğitimin ardından uygulama yapabilme gibi gereklilikleri yerine getirebilecek 33 katılımcı belirlendi.
Diyarbakır’da Çand Amed’in ev sahipliğinde Topluluk Müziği Eğitmen Eğitimi için altı farklı şehirden sosyal hizmet uzmanları, STÖ çalışanları, müzik öğretmenleri, psikologlar, pedagoglar, müzisyen ve sanat eğitmenlerini bir araya getirdik.
Eğitimde farklı uzmanlık ve tecrübelerden katılımcıların katkı sunduğu ve onların gözünden depremin yarattığı zorluklara rağmen, kendi çalışma alanları içinde uygulanabilir yöntemleri içeren bir etkinlik havuzu oluşturuldu.
Beş günlük eğitim boyunca ve devam eden günlerde akşam programlarında doğaçlama müzik etkinliklerinde Diyarbakır’dan yerel müzisyenlerle de bir araya gelindi. Diğer illerden gelen katılımcılarla Diyarbakır’ın kültürel miras alanları ve müzik odaklı çalışan STK’lar ziyaret edildi.
Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’daki atölyeler ve görüşmelerden edinilen izlenim ve bilgilerden yola çıkarak Anadolu Kültür ekibi ile müzisyenlerin birlikte çalışmasıyla kapsamlı bir “Topluluk Müziği ile Güçlenme: Uygulayıcı Eğitimi” hazırlandı. Depremden bir buçuk yıl sonra bu illerde çalışmaya devam etmenin ve farklı hedef grupların ihtiyaçlarını gözetmenin zorluklarına cevap verebilecek kapsayıcı bir eğitim programı oluşturuldu.
Eğitmen Eğitimi için, depremden çeşitli düzeylerde etkilenmiş sekiz şehirden bireysel başvurulara açık bir çağrı yayınladık. Farklı meslek gruplarından, müzik bilgi ve becerisine sahip olan ve olmayan kişilerden çok sayıda başvuru aldık. 5 tam gün sürecek eğitime eksiksiz katılabilme ve eğitimin ardından uygulama yapabilme gibi gereklilikleri yerine getirebilecek 33 katılımcı belirlendi.
Diyarbakır’da Çand Amed’in ev sahipliğinde Topluluk Müziği Eğitmen Eğitimi için altı farklı şehirden sosyal hizmet uzmanları, STÖ çalışanları, müzik öğretmenleri, psikologlar, pedagoglar, müzisyen ve sanat eğitmenlerini bir araya getirdik.
Eğitimde farklı uzmanlık ve tecrübelerden katılımcıların katkı sunduğu ve onların gözünden depremin yarattığı zorluklara rağmen, kendi çalışma alanları içinde uygulanabilir yöntemleri içeren bir etkinlik havuzu oluşturuldu.
Beş günlük eğitim boyunca ve devam eden günlerde akşam programlarında doğaçlama müzik etkinliklerinde Diyarbakır’dan yerel müzisyenlerle de bir araya gelindi. Diğer illerden gelen katılımcılarla Diyarbakır’ın kültürel miras alanları ve müzik odaklı çalışan STK’lar ziyaret edildi.
2. UMUT: BİRLİKTE SESLER - 2025
Umut: Topluluk Müziği için Güçlenme Projesi 6 Şubat Depremlerinden ağır şekilde etkilenmiş illerde zorlu koşullarda yaşamaya devam eden, farklı sosyokültürel geçmişlerden gelen, farklı diller konuşabilen, çeşitli öğrenme biçimlerine sahip her yaştan bireyle “Topluluk Temelli Müzik” yöntemiyle bir araya gelebilmenin yollarını bulmak ve bu yöntemi yereldeki aktörlere aktararak kendi yerellerinde sürdürülebilir müzik atölyeleri düzenleme becerilerini kazandırabilmek üzere tasarlandı.
Projenin ikinci edisyonu UMUT: BİRLİKTE SESLER 2025’te Nisan - Ekim ayları arasında Adıyaman’da Anadolu Kültür’le Tontalente e.V ortaklığında ve Bingo Foundation’ın desteği ile gerçekleşti.
İlkini 2024 yılının Eylül ayı boyunca Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır'da gerçekleştirdiğimiz "UMUT: Birlikte Melodiler Projesi"nin gördüğü yoğun ilgi ve talebe daha hızlı yanıt verebilmek üzere, 2025 edisyonunu erkene alarak Mayıs ayında yapmaya ve şehir olarak Adıyaman’a odaklanmaya karar verdik. Daha önce çalışmış olduğumuz her bir şehirde daha uzun süre kalarak projenin yereldeki etkisini güçlendirmeyi hedefledik. Almanya ve İngiltere’den aynı müzisyen ekibimizle Mayıs ayında 12 gün süren bir atölyeler dizisi, eğitmen eğitimi ve doğaçlama müzik çalışmaları yürüttük.
“ Topluluk temelli müzik pedagojisi” ve “afet, kriz ve savaş sonrası dönemlerde müzik odaklı topluluk kurma” pratiklerinde uzman müzisyen ekibi, Anadolu Kültür proje ekibi ve çevirmenlerimizle birlikte 12 gün boyunca Adıyaman’ın farklı ilçelerinde, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim birimleri ve gençlik merkezleriyle işbirlikleri kurarak atölyeleri gerçekleştirdik.
Kömür Kültür Merkezi’nde Çocuklarla Baharın Gelişi Atölyesi:
Adıyaman’ın Kömür ilçesinde bulunan Kömür Kültür Merkezi’nde, geçen yıl birlikte çalıştığımız çocuk ve gençlerle yeniden bir araya gelmek ve yeni çocuklarla tanışıp hep birlikte müzik yapabilmek büyük mutluluk vericiydi. Kömür Kültür Merkezi’nde sanat yoluyla PSS çalışmalarımızı yürütebilmemiz için Diyarbakır merkezli Önce Çocuklar Derneği’nin gösterdiği dayanışma, merkez koordinatörü Seda Sizer’in özverili çalışması ve Kömür Belediyesi’nin ulaşım ve yemek destekleri çok değerliydi. Çocuklarla kendi seçtikleri “baharın gelişi” teması etrafında ritim çalışmalarına, kolektif ve çokdilli şarkı yazımına odaklandık. Bu çalışmaların sonuç ürünlerini ebeveynlerin de katıldığı bir mini gösteride sundık. Çocuklarla birlikte ürettiğimiz kısa videolar ise, kurgu aşamasından sonra yine Kömür Kültür Merkezi’nde bir buluşmada izlenecek.
Umut: Topluluk Müziği için Güçlenme Projesi 6 Şubat Depremlerinden ağır şekilde etkilenmiş illerde zorlu koşullarda yaşamaya devam eden, farklı sosyokültürel geçmişlerden gelen, farklı diller konuşabilen, çeşitli öğrenme biçimlerine sahip her yaştan bireyle “Topluluk Temelli Müzik” yöntemiyle bir araya gelebilmenin yollarını bulmak ve bu yöntemi yereldeki aktörlere aktararak kendi yerellerinde sürdürülebilir müzik atölyeleri düzenleme becerilerini kazandırabilmek üzere tasarlandı.
Projenin ikinci edisyonu UMUT: BİRLİKTE SESLER 2025’te Nisan - Ekim ayları arasında Adıyaman’da Anadolu Kültür’le Tontalente e.V ortaklığında ve Bingo Foundation’ın desteği ile gerçekleşti.
İlkini 2024 yılının Eylül ayı boyunca Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır'da gerçekleştirdiğimiz "UMUT: Birlikte Melodiler Projesi"nin gördüğü yoğun ilgi ve talebe daha hızlı yanıt verebilmek üzere, 2025 edisyonunu erkene alarak Mayıs ayında yapmaya ve şehir olarak Adıyaman’a odaklanmaya karar verdik. Daha önce çalışmış olduğumuz her bir şehirde daha uzun süre kalarak projenin yereldeki etkisini güçlendirmeyi hedefledik. Almanya ve İngiltere’den aynı müzisyen ekibimizle Mayıs ayında 12 gün süren bir atölyeler dizisi, eğitmen eğitimi ve doğaçlama müzik çalışmaları yürüttük.
“ Topluluk temelli müzik pedagojisi” ve “afet, kriz ve savaş sonrası dönemlerde müzik odaklı topluluk kurma” pratiklerinde uzman müzisyen ekibi, Anadolu Kültür proje ekibi ve çevirmenlerimizle birlikte 12 gün boyunca Adıyaman’ın farklı ilçelerinde, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim birimleri ve gençlik merkezleriyle işbirlikleri kurarak atölyeleri gerçekleştirdik.
Kömür Kültür Merkezi’nde Çocuklarla Baharın Gelişi Atölyesi:
Adıyaman’ın Kömür ilçesinde bulunan Kömür Kültür Merkezi’nde, geçen yıl birlikte çalıştığımız çocuk ve gençlerle yeniden bir araya gelmek ve yeni çocuklarla tanışıp hep birlikte müzik yapabilmek büyük mutluluk vericiydi. Kömür Kültür Merkezi’nde sanat yoluyla PSS çalışmalarımızı yürütebilmemiz için Diyarbakır merkezli Önce Çocuklar Derneği’nin gösterdiği dayanışma, merkez koordinatörü Seda Sizer’in özverili çalışması ve Kömür Belediyesi’nin ulaşım ve yemek destekleri çok değerliydi. Çocuklarla kendi seçtikleri “baharın gelişi” teması etrafında ritim çalışmalarına, kolektif ve çokdilli şarkı yazımına odaklandık. Bu çalışmaların sonuç ürünlerini ebeveynlerin de katıldığı bir mini gösteride sundık. Çocuklarla birlikte ürettiğimiz kısa videolar ise, kurgu aşamasından sonra yine Kömür Kültür Merkezi’nde bir buluşmada izlenecek.
Kadınlarla Buluşmalar ve Mini Konser:
Kadınlarla bir araya geldiğimiz çalışmalar için ÇemberDE’nin yönlendirmeleri ve ev sahipliği sayesinde K1 ve K15 numaralı konteyner kentlerde, dikiş nakış atölyelerine gelen kadınlarla bir araya gelme şansı bulduk. Müzisyenler iki alanda da birer mini konser verdiler ve kadınların söylemek istediği parçalara eşlik ettiler. Daha sonra, kadınlar son zamanlarda yaşadıkları konut hakkına erişim ve bu konudaki belirsizliklerle ilgili sıkıntılardan, 21 metrekare içinde hem ev işlerini üstlenmenin hem de depremden kaynaklı kayıpların ağır duygusal yükü ile baş etmenin zorluklarından bahsettiler. Konteyner kentlerde yaşayan 12-18 yaş arası kız çocuklarının üstlenmek durumunda bırakıldıkları bakım emeği yükünden, konteyner kentlerde ilk yıl yapılan sanat ve müzik etkinliklerinin artık neredeyse hiç yapılmadığını oysa iyi vakit geçirmeye ihtiyaç duyan ve bu çalışmalara katılmaya istekli çok sayıda gencin ve kadının bulunduğundan söz ettiler.
Kadınlarla bir araya geldiğimiz çalışmalar için ÇemberDE’nin yönlendirmeleri ve ev sahipliği sayesinde K1 ve K15 numaralı konteyner kentlerde, dikiş nakış atölyelerine gelen kadınlarla bir araya gelme şansı bulduk. Müzisyenler iki alanda da birer mini konser verdiler ve kadınların söylemek istediği parçalara eşlik ettiler. Daha sonra, kadınlar son zamanlarda yaşadıkları konut hakkına erişim ve bu konudaki belirsizliklerle ilgili sıkıntılardan, 21 metrekare içinde hem ev işlerini üstlenmenin hem de depremden kaynaklı kayıpların ağır duygusal yükü ile baş etmenin zorluklarından bahsettiler. Konteyner kentlerde yaşayan 12-18 yaş arası kız çocuklarının üstlenmek durumunda bırakıldıkları bakım emeği yükünden, konteyner kentlerde ilk yıl yapılan sanat ve müzik etkinliklerinin artık neredeyse hiç yapılmadığını oysa iyi vakit geçirmeye ihtiyaç duyan ve bu çalışmalara katılmaya istekli çok sayıda gencin ve kadının bulunduğundan söz ettiler.
Sivil Toplum Çalışan ve Gönüllülerinin İyilik Halini Güçlendirmek: Topluluk Müziği Atölyeleri
12-13-14 Mayıs tarihlerinde yine Dayanışma İnsanları işbirliği ve ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz atölye dizisine Adıyaman'da depremin ilk zamanlarından bu yana sivil alanda yoğun emek veren sivil toplum çalışanları ve genç gönüllüler katıldı. Yaratıcılığı müzikle ortaya koymak ve birlikte üretmek için alan açtığımız bu atölye dizisi boyunca aynı zamanda Adıyaman’daki güncel durumu ve sivil alan çalışanlarının ihtiyaçlarını konuşma ve talepleri dinleme fırsatı da elde ettik. Müzisyenlerimizin yürütücülüğünde çokdilli şarkı yazımı, koro ve kompozisyon, ritim atölyesi, Kadın Futbol Takımı için slogan / tezahürat atölyesi ve çeşitli enstrümanlarla serbest yaratım gibi çalışmalar gerçekleştirdik. Ağır koşulları sürdüğü Adıyaman'da sivil alanda çalışan veya gönüllü emek veren gençlerin bireysel ve kolektif iyilik halinin güçlendirilmesi için sanat çalışmalarına olan ihtiyaç ve bunların düzenli olmasına dair talepler en önce çıkan konular arasındaydı.
12-13-14 Mayıs tarihlerinde yine Dayanışma İnsanları işbirliği ve ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz atölye dizisine Adıyaman'da depremin ilk zamanlarından bu yana sivil alanda yoğun emek veren sivil toplum çalışanları ve genç gönüllüler katıldı. Yaratıcılığı müzikle ortaya koymak ve birlikte üretmek için alan açtığımız bu atölye dizisi boyunca aynı zamanda Adıyaman’daki güncel durumu ve sivil alan çalışanlarının ihtiyaçlarını konuşma ve talepleri dinleme fırsatı da elde ettik. Müzisyenlerimizin yürütücülüğünde çokdilli şarkı yazımı, koro ve kompozisyon, ritim atölyesi, Kadın Futbol Takımı için slogan / tezahürat atölyesi ve çeşitli enstrümanlarla serbest yaratım gibi çalışmalar gerçekleştirdik. Ağır koşulları sürdüğü Adıyaman'da sivil alanda çalışan veya gönüllü emek veren gençlerin bireysel ve kolektif iyilik halinin güçlendirilmesi için sanat çalışmalarına olan ihtiyaç ve bunların düzenli olmasına dair talepler en önce çıkan konular arasındaydı.
Adıyaman’da Topluluk Müziği Uygulayıcı Eğitimi:
Atölyelerin ve sahada edindiğimiz bilgilerin ve farklı hedef gruplarla yürüttüğümüz atölyelerde elde ettiğimiz izlenimlerle üç tam gün sürecek eğitmen eğitminin içeriklerini ihtiyaçlara göre dönüştürerek 16-17-18 Mayıs tarihlerinde "Topluluk Temelli Müzik" konusu etrafında uygulamalı ve etkileşimli bir eğitmen eğitimi düzenledik.
Açık çağrı ile başvurular topladığımız bu eğitim, Adıyaman’da yaşayan, sanatla öğrenme ve müzikle çalışma alanında kendini geliştirmeye istekli herkese açık ve çeşitlenmiş becerileri kapsayacak şekilde tasarlandı. Başvurular arasından seçilen 24 kişiyle üç tam gün birlikte çalıştık. UMUT projesinin çokdilliliği teşvik eden bir çerçevesi olduğu için, atölyelerimizde Kürtçe, Zazaca ve Arapça akran destekli tercüme yöntemleri kullanmaya özen gösterdik. Bolca doğaçlama, deneysel müzik yapma, “bedenimiz en güçlü enstrümanımızdır” yaklaşımıyla ses ve bedene odaklanan egzersizlerin yanı sıra katılımcılar çok çeşitli enstrümanları ve kendi seslerini deneme şansı buldu, müzikle masal anlatma yönteminden kolaylaştırıcılık becerilerine uzanan geniş bir yelpazede çalıştılar.
Yaz ayları boyunca katılımcılarımızın kendi çalıştıkları veya bağlı oldukları kurum ve kolektiflerde topluluk müziği etkinliklerini uygulamalarını desteklemek üzere hem topluluk iletişim kanalı olan Whatsapp üzerinden sık sık haberleşmeye, hem çevrimiçi yöntemlerle buluşmalara devam ediyoruz. Temmuz sonunda ise, topluluk üyeleri ile Almanya ve İngiltere’den müzisyen ekibimiz bir süpervizyon oturumunda yeniden bir araya geleceker.
Depremden etkilenen illerde yaratıcı ifade alanlarını çeşitlendirmeyi, kültür sanat yoluyla topluluk odaklı güçlenmeyi desteklemeyi ve bu illerde kültür sanat faaliyetlerine ve kültürel haklara erişimi artırmayı hedeflediğimiz UMUT projesinin 2026 edisyonu için ön çalışmalara şimdiden başladık.
Atölyelerin ve sahada edindiğimiz bilgilerin ve farklı hedef gruplarla yürüttüğümüz atölyelerde elde ettiğimiz izlenimlerle üç tam gün sürecek eğitmen eğitminin içeriklerini ihtiyaçlara göre dönüştürerek 16-17-18 Mayıs tarihlerinde "Topluluk Temelli Müzik" konusu etrafında uygulamalı ve etkileşimli bir eğitmen eğitimi düzenledik.
Açık çağrı ile başvurular topladığımız bu eğitim, Adıyaman’da yaşayan, sanatla öğrenme ve müzikle çalışma alanında kendini geliştirmeye istekli herkese açık ve çeşitlenmiş becerileri kapsayacak şekilde tasarlandı. Başvurular arasından seçilen 24 kişiyle üç tam gün birlikte çalıştık. UMUT projesinin çokdilliliği teşvik eden bir çerçevesi olduğu için, atölyelerimizde Kürtçe, Zazaca ve Arapça akran destekli tercüme yöntemleri kullanmaya özen gösterdik. Bolca doğaçlama, deneysel müzik yapma, “bedenimiz en güçlü enstrümanımızdır” yaklaşımıyla ses ve bedene odaklanan egzersizlerin yanı sıra katılımcılar çok çeşitli enstrümanları ve kendi seslerini deneme şansı buldu, müzikle masal anlatma yönteminden kolaylaştırıcılık becerilerine uzanan geniş bir yelpazede çalıştılar.
Yaz ayları boyunca katılımcılarımızın kendi çalıştıkları veya bağlı oldukları kurum ve kolektiflerde topluluk müziği etkinliklerini uygulamalarını desteklemek üzere hem topluluk iletişim kanalı olan Whatsapp üzerinden sık sık haberleşmeye, hem çevrimiçi yöntemlerle buluşmalara devam ediyoruz. Temmuz sonunda ise, topluluk üyeleri ile Almanya ve İngiltere’den müzisyen ekibimiz bir süpervizyon oturumunda yeniden bir araya geleceker.
Depremden etkilenen illerde yaratıcı ifade alanlarını çeşitlendirmeyi, kültür sanat yoluyla topluluk odaklı güçlenmeyi desteklemeyi ve bu illerde kültür sanat faaliyetlerine ve kültürel haklara erişimi artırmayı hedeflediğimiz UMUT projesinin 2026 edisyonu için ön çalışmalara şimdiden başladık.